ÌÓÑÈÃÈ ÍßÇßÐÈÉÉßÑÈ
MEHTER MÜZIĞI
Şevki Faruk KANCA (Türkiye, Samsun)
Search

ÌÓÑÈÃÈ ÍßÇßÐÈÉÉßÑÈ
X.MIRZƏZADƏNIN «ETIRAF» VOKAL-SIMFONIK ƏSƏRI BARƏDƏ BƏZI MÜLAHIZƏLƏR
Qənirə HÜSEYNOVA
MEHTER MÜZIĞI
Şevki Faruk KANCA (Türkiye, Samsun)
VASIF ADIGÖZƏLOV YARADICILIĞININ ÜSLUB XÜSUSIYYƏTLƏRI
Imruz ƏFƏNDIYEVA
EMIN SABITOĞLUNUN MAHNILARINDA SÖZ ILƏ MUSIQININ QARŞILIQLI ƏLAQƏLƏRI
Ceyran MAHMUDOVA
QARA QARAYEV BALETLƏRINDƏ ƏNƏNƏVILIKLƏ MÜASIRLIYIN VƏHDƏTI
Ilhamə MƏMMƏDLI
ASƏF ZEYNALLININ ƏSƏRLƏRINDƏ MILLI LAD – INTONASIYA XÜSUSIYYƏTLƏRI
Cəmilə HƏSƏNOVA

 


I . KULLANILAN SES SISTEMI
Yüz yıllardır çeşitli nota sistemlerine duyduğu ilgi yönünden Yakın ve Orta Doğuda çok özel bir yeri vardır Türkiyenin. Musiki sanatının kuramcıları ile uygulayıcıları notaya alma yöntemleri icat etmek, bunları denemek ve uygulamak için ardı arkası kesilmeyen bir çaba harcamışlardır. Türkiye, musikiyi işaretlerle yazma fikrinin yakın zamanlara kadar soyut bir zihin uğraşı gibi görüldüğü öteki Islam ülkelerinden farklı olarak, notayı uygulamaya dönük amaçlarla kullanma niyetinin kendini içten içe gösterdiği bir coğrafi ve kültürel bölgedir. Sayısız yazılı kanıt gerek kuramcıların, gerekse icracıların musikinin notaya geçirilmesi fikriyle düzenli bir biçimde uğraştıklarını, musikiyi yazma yolundaki bazı girişimlerin de daha önceki dönemlerin musiki ürünleri için bir kaynak oluşturan nota derlemeleri ortaya çıkardığını gösteriyor. Ama Türklerin nota derlemeleri ortaya çıkarması ancak onyedinci yüzyılda gerçekleşebilmiştir.”1

       Mehter müziği eserleri yirmi dört sesli Türk müziği ses sistemiyle bestelenir ve bu müzik bu sisteme dahildir. “Mehterin ezgi sazı zurnadan hiçbir zaman piyanonun yarım sesleri çıkmadığına göre mehter ezgilerini bu seslerle notaya almak hatalıdır.”2

        “Bugün Türk Musikisinde, bir sekizlinin3 24 gayri müsavi aralığa bölünmüş olduğunu iddia eden görüş yaygındır. Asrımızın başlarında Rauf Yekta4 tarafından ortaya atılan, sonra da Dr. Subhi Ezgi5 ve Hüseyin Sadettin Arel6 tarafından benimsenip müdafaa edilen bu görüşe, daha sonra karşı çıkan ve sekizliyi bölen aralık sayısını 30a, 41e hatta 53e çıkaran araştırmacı ve nazariyatçılar da görülmüştür.”7

       Türk müziğinde iki sesin arası dokuz sese bölünür ve her bir sese koma adı verilir. “Musikicilerimiz arasında, küçük, ezgi aralılarının hesaplanmasında ve mukayesesinde pek sık kullanılan bir ölçü birimi de Koma (Comma)dır. (…) Koma (Comma) kelimesi, Eski Yunancadaki koptein fiilinden gelmekte ve kesinti, kopukluk, kopma, manasını taşımaktadır. Musikide ise, Koma, aynı sayılan, fakat, değişik yollardan elde edilen iki sesin titreşimlerinin mukayesesi sırasında ortaya çıkan çok küçük farka, bir başka değişle, bazı nispetler arasındaki pek küçük farkı ifade eden aralığa, daha doğrusu aralılara denmektedir.”8 Türk müziğinde koma ve komaların birleşmesiyle oluşan aralıklar şu işaretlerle gösterilir:

Bir koma diyez                Beş koma bemol
Bir koma bemol              Sekiz koma diyez
Dört koma diyez               Sekiz koma bemol
Dört koma bemol              Dokuz koma diyez
Beş koma diyez               Dokuz koma bemol

       II. MEHTER MÜZIĞI BESTE FORMLARI

       Mehter müziği besteleri genel olarak şu formlarla bestelenir.

       Marş: Kelime anlamı olarak da “yürümek” anlamında kullanılan, Fransızcadaki “marcher” kelimesinden gelen ve yürüyüş temposunda çalınması gereken bir ritmi, yürüyen bir kimsenin, bir topluluğun adımlarını anımsatan, sözsüz veya sözlü olarak müzik formlarında bestelenen müzik türüdür. Askerlere moral vermek, birliktelik ruhunu yaşatmak, ulusal duyguları coşturmak, toplu yürüyüşlerde uygun adımı sağlamakta marşlar kullanılır. Ancak marşlar halkın ve devlet makamlarının simgesi durumuna gelmişlerdir. Vurmalı enstrümanların ön planda olduğu marşlar için özel bir kuruluş olarak bandolar ortaya çıkmışlardır. Osmanlı imparatorluğu döneminde bu görevi mehter takımları yerine getirirdi. Mehterhane kaldırıldıktan sonra görev muzıkayı Hümayuma verildi.

       Peşrev : “Pişrev olarak da bilinir. Peşrev, klasik Türk fasıl müziğinin bir anlamda uvertürüdür ve saz eseri formlarının en büyüklerinden biridir. Fasılda giriş taksimden sonra ilkin peşrev çalındığından, Farsça “önde giden” anlamındaki bu adla anılır. Genel olarak peşrevler, eşit uzunlukta, dört, bazen üç yada beş bölümden oluşur. Bölümlere “hane” denir. Fasıl heyetini oluşturan çalgıların topluca çaldıkları peşrevin, içinde solo çalgı için yazılmış bölüm bulunan türüne “bataklı” adı verilir. Peşrevin ikinci hanesi bestelendiği makamda olur. Ikinci hanede ses dizisi bakımından en yakın makama yada makamlara kısa geçişler yapılır. Üçüncü hanede yeniden asıl temaya ve ana makama dönülür. Hane aralarında “teslim” yada “mülazime” denen nakarat yer alır.”9

       Saz semaisi : Klasik Türk müziğinde, fasılların sonlarında enstrümanlar tarafından çalınan, saz eseri formudur. Peşrev gibi saz semaisi de “hane” adı verilen dört bölümden oluşur. Haneler arasında “teslim” yada “mülazime” denilen nakarat bölümleri yer alır.

       Raksiye: Türk müziğinde raksa özel sözlü müzik formudur. Izleyenlerinde eşlik edebileceği kıvrak Türküler veya oyun havaları da bu guruba girerler.

       Kalenderi: Anadolu halk şiiri ve müziğine ait bir şekildir. Saz şairlerinin “mef ülü – mefaülü – mefailü – faülün” vezni ile gazel formunda yazdıkları manzumelere verilen isimlerden ibarettir.

       Türkü: “Kendine özgü çalgıları, çalış ve söyleyiş tavırları, türleri konuları gibi çeşitli özellikleri bünyesinde taşıyan bir müzik türüdür. Yörelere, seslendirme ortamlarına, söz ve ezgi yapılarına göre çeşitli özellikler gösterir. (…) Türk folklorunun çok ilgi çekici bir halk verimidir. Konuları daha çok sosyal ve kişisel olaylara dayanır. Sevgi, aşk, üzüntü, keder, gurbetlik, hasretlik, ölüm, ayrılık, askerlik, düğün, yiğitlik, sıla özlemi … gibi duyguların üstünedir. Ezgin ile söylenir. Yöreden yöreye karakteristik özellik taşır, yayıldıkça zenginleşir.”10

       Mehter müziği besteleri tabii ki yalnızca yukarıda belirtilen formlarda yazılmaz. Ancak genel yapı itibariyle bestelerin türleri bunlardan ibarettir. Mehter müziğinin ayrıntılarına inmeden önce, Türk müziğiyle ilgili ve mehter bestelerinde çoğunlukla kullanılan müzik terimlerinden bir kaçını ele alalım.


1 Popescu-Judetz, E., Çev.: Aksoy, B., “Türk Musiki Kültürünün Anlamları”, Pan Yayınları, Ikinci Basım, Temmuz 1998, Istanbul, sf. 17.
2 Sanal, H., “Mehter Musikisi”, Istanbul-1994, sf. 28.
3 oktavın
4 Rauf Yekta (1871 – 1935) Türk Musikisi Nazariyatı, Istanbul 1924.
5 Dr. Subhi Ezgi (1869 – 1962) Nazari ve Ameli Türk Musikisi, I-V, Istanbul, 1935-53.
6 H. Sadeddin Arel (1880 – 1955) Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri, Musiki Mecmuası, 1- , Istanbul, 1948-
7 Tura, Y., “Türk Musikisinin Meseleleri”, Pan Yayıncılık, Kasım 1998 Istanbul, sf. 174.
8 Tura, Y., “Türk Musikisinin Meseleleri”, Pan Yayıncılık, Kasım 1998, Istanbul, sf. 111.
9 Sözer, V., “Müzik Ansiklopedik Sözlük”, Remzi Kitapevi, 4. Basım, 1996, Istanbul, sf. 547.
10 Tuna, K., “Erzurum Türküleri ve Nazariyatı”, Semih ofset matbaacılık, Ankara, 2001, sf. 3.

   
    copyright by musiqi dunyasi 2000-2005 ©

 


Next Page