Turkiye’de Laylalar (Ninniler)
Adnan Tönel
 

Türkiye’de ucsuz bucaksiz bir ninni zenginligi bulunmaktadir.. Ninnilerin hayatin icindeki hallerine yakin olabilmek icin, onlara yakin durmamiz gerekir. Teknoloji ne kadar etrafimizi sarsa da henuz DNA sifrelerimizi degistiremeyecigine gore, cocuklarimizin da ninni ile buyumelerini veya uyumalarini reddetmek mumkun gorunmemektedir.

       Halk Edebiyati ornekleri ve folklor unsurlari yuzyillar boyu sozlu gelenekte yasadigi icin yazili edebiyat ve edebiyat tarihlerinde butun yonleriyle degerlendirme olasiligindan uzak kalmistir. Laylalar (ninniler) halk edebiyatinin yanisira, aile, toplum psikolojisi, cocuk pedagojisi, sevgi, adet, anne cocuk iliskisi gibi folklordan beslenen konular bakimindan onem arzetmektedir.

       Laylalar (ninniler) anne ve cocuk sevgisinin türlü yonleriyle anlatildigi, yogun duygularin ifade edildigi cocuk folklorunun ve sifahi halk edebiyatinin ornekleri arasinda bulunan besik ezgileridir. Bebeklerin kulaklarina fisildanan ninni, çocukları uyutmak, ağlamasını durdurmak, sevmek gibi sebeplerle söylenen ve bir ezgiye sahip, genellikle de halk edebiyatina ait manzum sözleri kapsarlar.

       Turkiye’de, yuzyillardir Trakya’dan baslayarak, Istanbul, Ege, Isparta, Pasinler, Tunceli ve Bitlis’e kadar uzanan bir yolculugu kapsayan ninniler, “Ninni, nenni” şekillerinde kullanılmaktadir. Sözcugun, başka dillerden Türkçe’ye girdiği yönünde soylentiler 1 bulunsa da Muharrem Ergin bu ifadenin çocuk dilinden gelme, tabiat taklidi ve Türkçe olduğunu belirtir2. Sozcugun, Anadolu ağızlarında da “küçük çocuk” (Muğla), “oyuncak bebek” (Isparta), “gözbebegi” (Malatya) anlamlarına gelecek şekilde yaygınlaşması dikkat çekicidir3.

       Ninni icin, Divanü Lügati’t-Türk’te “balu balu” tabiri kullanılmış ve “Kadınlar beşikte çocuğu uyutmak için söylerler”4 açıklaması verilmiştir. Bu kaynakta kullanılan ifadenin tek sozcukten değil de bir ikilemeden oluşması, ninninin ezgi temeline oturduğunu gösterir. Bütün kültürlerde yeri olan ninnilere geç dönemlerde rastlanır5 . Çağatay Türkçe’sinde ninni karşılığında “elle” sözü kullanılmıştır:

       Elle disem uyku kilür Ninni desem uyku gelir

       Kadir Ige’m rahmi kilür Kadir Mevla’m rahmi gelir6



        Aşık tarzı şiirde ise ninni kelimesini andıran ilk kullanıma Karacaoğlan’ın bir şiirinde rastlanir. Bu tür için “ninni” kelimesinin kullanılmaya başlaması Karacaoğlan’ın yaşadığı XVI. Yüzyıldan sonraya rastlamaktadir. Ozanin bahsi geçen dörtlüğü şöyledir:

       Mestanedir Karac’oğlan mestane

       Güzel olan gül gönderir dostuna,

       Yatır beni dizinin üstüne,

       Nen’eyle de kaşın gözün süzerek! 7



Karacaoğlan’ın şiirinin 3. mısrasında geçen “yatır beni dizinin üstüne” ifadesi, “nen eyle-” fiilinin bugünkü anlamda “ninni”yle ilgili olduğunu da doğrulamaktadır. Osmanlı kültürüne sahip sosyal tabakalarda, Anadolu sahası Türk edebiyatında kullanılan “ninni” kelimesinin yanısıra Arapça “tehmim” ile Farsça “becbece” kelimelerinin de işletildiği belirtilmektedir. 8

       Çocuk salıncağıdır urcuhe dac’ yatmak

       Tehmim nenni çalmak tehciddri uyarmak9

       Civarımda bir duht-ı tersa beçe

       Edip zarını aleme becbece10



Ayrıca, Arapça’dan gelen “tenvimiye” kelimesi de ninni yerine kullanılmıştır. Farsça konuşma dilinde “lalai”11 veya “laylay” şeklinde Söylenen, ancak yazı dilinde ve edebi dilde “nanu” , “nanu” şeklinde yazılan kelimeler de öncelikle Azerbaycan sahasında olmak üzere, Kars, Erzurum ve çevresinde de kullanılmıştır12. Şemseddin Sami Kamus-ı Türki’de ninni için “çocukları uyutmak için terennüm olunan sözlerin ahirlerinde tekrar olunur”13 izahını yapar.

       Ninni için Ingilizce “lullaby”, Fransızca “berceuse”, Almanca “wiegenlied” , Italyanca “ninna-nanna”, Grekçe “nannarismata” kelimeleri kullanılmıştır. Ninninin bu ülkelerdeki kullanımı ve ezgi yapısı bizim edebiyatımızdakine çok benzemektedir; ancak çok tabiidir ki, ülkelerin kendi milli unsurları ninnilerin dünyasına yansımıştır. 14

1 Yılmaz ÖZTUNA, Türk Musikisi Ansiklopedisi, II, Istanbul : 1974, 91’den aktaran Amil

ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, (Istanbul:Kitabevi Yayınları,1995), 12.x

2 Muharrem ERGIN, Türk Dil Bilgisi, Istanbul, 1999, 59.

3 Derleme Sözlüğü IX, (Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1977) 3252.

4 Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t-Türk, Terc. Besim Atalay, III, (Ankara, 1941), 232.

5 Yazıya geçirilmiş en eski ninni örneğine Sümer tabletlerinde rastlanır. Bkz. Muazzez Ilmiye ÇIĞ: Ortadoğu Uygarlık Mirası. (Istanbul, Kaynak Yayınları, 2002), 212 – 213.

6Amil ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, (Istanbul: Kitabevi Yayınları, 1995), 348. ÖZTUNA, Türk Musikisi Ansiklopedisi, II, Istanbul : 1974, 91’den aktaran Amil ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, (Istanbul:Kitabevi Yayınları,1995), 12.x

7 Karacaoğlan, Haz. Müjgan Cumbur, (Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1973), 44.Son mısra Tarama Sözlüğü’ne “Nennile de kaşın gözün sürerek” şeklinde kaydedilmiştir. (Bkz. Tarama sözlüğü, Ankara: 1969, IV., 2838).

8 Amil ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, (Istanbul. Kitabevi Yayınları, 1995) , 11.

9 Tuhfe-i Asım, Bulak, 1254, 42’den aktaran Amil Çelebioğlu, Türk Ninniler Hazinesi, (Istanbul:Kitabevi Yayınları, 1995), 11.

10 Amil ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, ( Istanbul: Kitabevi Yayınları, 1995),11. 11 Ziya Şükun, Ferheng-i Ziya, (Istanbul, 1944), 1868.

12 Amil ÇELEBIOĞLU, Türk Ninniler Hazinesi, (istanbul: Kitabevi yayınları, 1995), 12;N. Sami BANARLI, “Fatih’e Söylenen Ninniler”, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, IV, 78, Ocak 1956: 1233 – 1234.

13 Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki, (Istanbul, 1958) III, 993

14 FUNK & WAGNALLS, Standard Dictionary of Folklore Mythology and Legend, (New York,1972), 653



Materiallarla bütövlükdə tanış olmaq üçün jurnalın çap variantına müraciət edə bilərsiniz.









Copyright by Musigi dyniasi magazine
(99412)98-43-70